T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ANKARA / AKYURT - Akyurt Şükrü Acar Anadolu İmam Hatip Lisesi

Öğrenci Başarısında Ailenin Rolü

Öğrenci Başarısında Ailenin Rolü

 

Öğrencilerin okuldaki başarı durumu çeşitli  faktörlerden etkilenmektedir. Bu faktörler; bireyden, aileden, okuldan ve  çevreden kaynaklanan faktörler olarak sıralanabilir.

Çocukların Okul Başarısını Artırmak İç Anne ve Babaya Düşen Görevler      

 

  Anne ve  babalar çocuklarının okul başarısını artırmak, başarısızlıktan kaynaklanan aile  içi problemleri çözebilmek ve çocukları ile daha iyi ilişkiler kurmak için  aşağıda belirteceğimiz hususlara dikkat etmeleri kendileri ve çocukları için  faydalı olacaktır.         

  1-Anne ve  baba çocuğa evde olumlu ders çalışma koşullarını sağlamalıdır. Bunun için evde  sessiz bir oda ya da odanın sessiz bir köşesi çocuğun rahatça kendisini derse  verebileceği bir şekilde düzenlenmelidir. Mümkünse çocuğa ait bir oda ve masa  ayarlanmalıdır. Çocuktan ders çalıştığı sürece onun dikkatini dağıtacak başka  şeyler yapması istenmemeli; eğer çocuk aile bireylerinin oturduğu odada ders  çalışmak zorunda ise aile bireylerinin çocuğun ders yapmasını engelleyici  faaliyetlerde bulunmaması gerekir.


  2-Çalışmaları   ailesi  tarafından  desteklenmeyen,  başarısızlıklarından dolayı  sürekli eleştirilen sosyal ihtiyaçları yeterince karşılanmayan çocuklar  kendisini değersiz bir kişi olarak görür; kendisini küçümser. Bu da onun var  olan yeteneklerini gizlemesine neden olabilir. Bu tür çocuklar kapasiteleri  uygun olmasına rağmen bunu kullanmayıp okuldaki başarılarını düşürürler.


 3-Anne ve  baba öncelikle çocuğunu bağımsız bir birey olarak kabul etmeli, ona sevgi ile  yaklaşmalıdır. Onunla iyi ilişkiler kurarak onun duygu ve düşüncelerini  dinlemeli, onun bu duygu ve düşüncelerine saygı göstermelidir. İstediği okulda  okumasına ve mesleğe sahip olmasına izin vermelidir.


 4-Okulda çocuğun  başarılı ya da başarısız olmasının en önemli nedenlerinden biri ailenin  tutumudur. Özellikle ailenin öğrencinin yapabileceğinden çok şey beklemesi, bunu  öğrenciye yansıtması öğrenciyi başarısız kılmaktadır. Ailenin çocukla ilgili  birtakım gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesi ve bunu çocuğa yansıtması  çocukta çok büyük kaygı yaratır. Bu kaygı çocuğun kendine olan güvenini  azaltır, çocukta başarılı olamama korkusu geliştirir. Çocuktan başarılı  olmasını beklemek, çocuğa göre onun kişilik değerinin başarıyla  değerlendirilmesi manasına gelmektedir. Çocuğun kişilik değerini ana-babasının  gözünde başarılı olmasına bağlaması çocuğun kaygısını daha çok artırır. Bu  kaygı okul başarısının düşmesine neden olur.

 5-Anne ve  baba hiçbir zaman çocuğunu kardeşleri, ağabeyi,yaşıtı olan akraba çocukları ve  başarılı olan arkadaşlarıyla kıyaslamamalıdır. Böyle bir kıyaslamadan acıya  kapılan çocuk okulda mücadeleyi bırakabilir. Önemli olan çocuğu başkalarıyla  değil; kendisi ile kıyaslamaktır. Çocuğun dünü ve bu günü arasındaki olumlu ve  somut farkları görebilmek ve çocuğa yansıtabilmektir.


 6-Ana-babalar  genellikle çocuklarını dinlediklerini düşünürler. Oysaki çocuk kendileriyle  konuşurken sürekli ikaz, hatırlatma, önerilerde bulunma,fikir yürütme gibi  müdahalelerle aslında çocuğu dinlememektedirler. Bunu fark eden çocuk ya susar  yada küserek içine kapanır. Bu da anne baba ve çocuk arasında iletişim  kopukluğuna yol açar.         Çocuğun bir sorununu dile getirmesi sırasında çocuğa konuşabileceği bir ortam  ve sessizlik alanı hazırlamak, işlerimizi bir süre erteleyip çocukla konuşmak  gerekir. Konuşma esnasında anne ve babaların kendi duygu ve düşüncelerini belli  etmemeleri, çocuğun olaydan dolayı yaşamış olabileceği duyguları onunla  birlikte dile getirerek paylaşması gereklidir.


 7-Anne ve baba çocuğa sürekli ders çalışması için baskı yapmak yerine  çocuğa zamanı iyi kullanmasını ve görev bilincini öğretmelidir. Başarıda önemli  olan çok çalışmak değil etkili ve verimli çalışmaktır. Çocuğun devamlı ders  çalışması yerine; çocuğun diğer sosyal faaliyetlere (resim, müzik, spor) zaman  ayırması çocuk açısından yararlı olacaktır.             

8- Anne ve baba çocuğun arkadaş seçimine ve arkadaşları ile olan  ilişkilerine çok sık müdahale etmemeli; doğru seçimler yapabilmesi için ona  destek olmalıdır. Çocuğun arkadaş ortamına yapılacak müdahale ve baskılar,  çocuğun anne ve babaya karşı tavır takınmasına ve aileden uzaklaşmasına neden  olur.


 9- Eleştiride bulunmak, çocukta daha iyisini yapmalısın, ben kötüyüm ya  da siz de mükemmel değilsiniz gibi düşüncelere yol açar. Baskıcı, otoriter ve  eleştirici tutum çocuğun kendine olan güvenini ortadan kaldıran, onun kişiliğini  hiçe sayan bir tutumdur.          Suçlayan, cezalandıran ve eleştiren ana-babaların çocuklarının kolayca ağlayan  çocuklar olduğu görülür. Baskı altında büyüyen çocuklarda genellikle isyankar  davranışlar yanında aşağılık duygusu gelişebilir. Böyle çocuklar ileride  başkaları tarafından yönetilmeye elverişli bir kişilik  oluştururlar.      

   Sevgili anne-babalar, çocuklarımızı kaybetmek yerine kazanmaya çalışalım  bununda en kolay yolu onlarla iyi bir iletişim kurmak, onları anlamak, dinlemek  ve makul ihtiyaçlarını karşılamaktır.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 23.11.2017 - Güncelleme: 01.12.2018 21:53 - Görüntülenme: 734
  Beğen | 3  kişi beğendi